ULUSAL VE ULUSLARARASI HELAL GIDA STANDARDİZASYONU VE BELGELENDİRİLMESİ

ULUSAL VE ULUSLARARASI HELAL GIDA STANDARDİZASYONU VE BELGELENDİRİLMESİ
10 Mart 2019 Pazar

 

Kavramlar:

Helal gıda ile ilgili olarak ulusal ve uluslar arası standardizasyon ve belgelendirme çalışmalarından bahsetmeden önce, konu ile ilgili başlıca kavramların tanımlarını hatırlamakta fayda bulunmaktadır. Kavramlar üzerinde mutabakat sağlanmadıkça, konu ile ilgili tarafların birbirini anlaması güç olacaktır. Temel kavramlarımız, standart, standardizasyon, akreditasyon, belgelendirme, helal belgelendirme ve karşılıklı tanınmadır.

Standart, yetkili kılınan ve bu yetkileri tanınan, milli veya uluslar arası bir standardizasyon teşkilatı tarafından kabul edilen, yaygın olarak ve bir kereden fazla kullanılan; madde, mamul, ürün ve hizmetler için kuralları, yöntemleri veya ürünlerin/mamullerin üretim ve imalat metotlarını, ilgili proseslerin karakteristiklerini tespit eden ve ilgili bütün tarafların işbirliği ile hazırlanan teknik dokümandır.[1]

Standardizasyon, belirli bir faaliyetle ilgili olarak ekonomik fayda sağlamak üzere ilgili tüm tarafların yardımı ve işbirliği ile kurallar koyma ve bu kuralları uygulama işlemidir.

Uygunluk değerlendirmesi, bir mamulün veya hizmetin konu ile ilgili teknik düzenlemelere veya standartlara uygunluğun yeterli ve yetkili kılınmış bir kurum/kuruluş tarafından değerlendirilmesi ve uygun bulunanlar için bir uygunluk belgesi tanzim edilmesidir.[2]

Belgelendirme/sertifikasyon, bir ürünü kullananların, kullandıkları bu ürünün belirli standartlara uygunluğu konusunda bilgi sahibi olma talebinden hareketle, bu ürünü üreten kişi veya kurumun ürününün ilgili standartlara uygun olduğuna dair belge talep etmesi üzerine, yetkinliğe sahip kurumlar tarafından belge verilmesine kısaca belgelendirme/sertifikasyon denilmektedir.

Akreditasyon, ulusal veya uluslar arası kuruluşlar tarafından; laboratuarların, muayene ve belgelendirme kuruluşlarının ulusal ve uluslar arası kabul görmüş teknik kriterlere göre değerlendirilmesi, yeterliliğinin onaylanması ve düzenli aralıklarla denetlenmesidir.

Karşılıklı tanınma, ülkeler arası ticarette karmaşayı ortadan kaldırabilmek için iki veya daha fazla ülkenin birbirlerinin belgesini karşılıklı olarak tanıyacaklarına dair yaptıkları anlaşmadır. Ancak bu anlaşma olmamakla beraber, bölgesel veya küresel olarak kurulmuş bir organizasyonun üyesi olan kuruluşlar, bu organizasyon üyesi kuruluşlar tarafından verilen belgeleri tanımayı taahhüt edebilirler. Standardizasyon genel olarak ihtiyari bir işlemdir. Ancak ülkeler bazı ürün ve hizmetler için bazı standartları zorunlu kılabilirler. Bu durumda karşılıklı tanınma önem arz etmektedir.

Helal Belgesi, İslami kurallara uygun olarak hazırlanan ürünlere verilen sertifikadır. HALAL Arapça bir kelime olup, İslam dinince uygun görülen yiyecek ve içeceklere verilen İslami izin demektir. Yani İslam dinine göre yasak olmayan ürünlere verilen uluslararası belgeye verilen addır.[3]

Helal Belgelendirme Çalışmaları:

Helal gıda ile ilgili çalışmaların uzun bir geçmişi bulunmaktadır. 1960’lı yıllarda başlayan çalışmalardan birisi 1963 yılında ABD’de çalışmalara başlayan ISNA(Islamic Society of North America)’dır. ISNA İlk helal standart çalışmasını yapmıştır. Bu çalışmayı başka çalışmalar takip etmiştir. Özellikle Malezya ve Endonozya’da bu alanda önemli çalışmalar yapılmış, standartlar ve şartnameler oluşturulmuştur. Bir çatı kuruluşu olan World Halal Council (WHC)/Dünya Helal Konseyi, 2002 yılında kurulmuş, merkezi Cakarta’da olup, bugün 60’a ulaşan ülkeden üyesi bulunmaktadır. Bu kuruluşa üye olan kuruluşlar tüzükleri gereği birbirlerini akredite etmektedir. Bir diğer Malezya menşeli kuruluş da World Halal Forum/Dünya Helal Forumu’dur. Kendilerinin oluşturduğu Dünya Helal Standartları mevcuttur. Malezya’nın akredite ettiği ülkeleri kendi üyesi olarak kabul etmektedirler.

Bunların dışında değişik İslam ülkelerinde, İngiltere ve Amerika başta olmak üzere farklı Batı ülkelerinde de faaliyet gösteren kuruluşlar bulunmaktadır. Ülkemizde de kısa adı GİMDES olan Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırma Derneği, Dünya Helal Gıda Birliği Derneği” , kısa adı Helal-Der Olan Sağlık Güvenlik ve Helal Derneği gibi kuruluşlar bulunmaktadır.  Ayrıca, İngiltere merkezli Helal Gıda Otoritesi gibi kuruluşlar adına belgelendirme yapan firmalar bulunmaktadır.

İslam Dünyasında ortak bir standart oluşturmak, bu standartlara uygun belgelendirme yapılmasını sağlamak ve akreditasyon sorununu çözmek amacıyla İslam İşbirliği Teşkilatı (İiT) bünyesinde 2007 yılında çalışmalar başlamıştır. Helal Gıda sertifikasyonu konusunda çalışma, 2007 yılında İstanbul’da yapılan İslam Konferansı Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) toplantısında, İslam Konferansı Teşkilatı üyesi ülkeler için geçerli olacak Helal Gıda Standardı hazırlama teklifi gündem maddesi yapılmış ve İslam Konferansı Teşkilatı Standardizasyon Uzmanlar Kurulunun bu çalışmayı yapması uygun bulunmuştur.

İKT Standardizasyon Uzmanlar Kurulu tarafından hazırlanan taslak metin 2008 yılında üye ülkelere görüşe gönderilmiş, 2009 yılında nihai taslak metne dönüştürülmüştür. 02.10.2010 tarihinde İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü’nün (SMIIC) kurulmasıyla bu çalışma SMIIC’e devredilmiştir.  15-16 Mayıs 2011 tarihinde Kamerun’da, 33 İslam ülkesi temsilcisinin katılımıyla yapılan toplantıda standartlar son şeklini almış ve böylece “Helal Gıda Genel Kılavuzu”, “Helal Belgelendirmesi Yapan Kuruluşlar için Kılavuz” ve “Helal Belgelendirme Kuruluşlarını Akredite Eden Akreditasyon Kuruluşu Kılavuzu” olmak üzere 3 standart yürürlüğe girmiştir.

 SMIIC standartları sayesinde, İslam ülkelerinde farklı standartlar yerine ortak standartların uygulanması konusunda önemli bir adım atılmıştır. Bu standartların İslam Konferansı Teşkilatı üyesi ülkeler tarafından da geçerli standart olarak kabulü için çabalar söz konusudur. Üye ülkelerin bu standardı geçerli standart olarak kabul etmeleri durumunda önemli oranda karmaşa da ortadan kalkacaktır.

Türk Standartları Enstitüsü 4 Temmuz 2011 tarihinden itibaren SMIIC standartlarını esas alarak helal gıda belgelendirme çalışmalarına başlamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gerek denetçi ekibe görevli vermesi ve gerekse değerlendirme komitesinde uzman bulundurması yolu ile belge talepleri incelenecek ve uygun bulunan ürünler için artık TSE olarak da belge verilecektir.

Sonuç:

Standardizasyon ve belgelendirme çalışmaları, tüketicinin bir ürün veya hizmette bulunması gerekli şartlara sahip ürün ve hizmeti sağlayabilmek amacıyla yapılan çalışmalardır.  Tüketicinin korunması ve bilgi edinme hakkının tabi bir sonucudur. Bu sebeple de aslolan zorunlu değil, ihtiyari olmasıdır. Tüketicinin alacağı mal ile ilgili aradığı şartların karşılandığını gösterir belge talebinde bulunması ve bu belgeyi de, belge verme yeterliliğine sahip herhangi bir kuruluştan alması en tabi hakkıdır.

Dini inanışları gereği insanların yedikleri, içtikleri, kullandıkları ürünlerde dini inançlarına aykırı bir durumun olmadığı konusunda güvence istemeleri gibi temel bir hakkın karşılanması kapsamında Helal Belgelendirme faaliyetleri önem kazanmaktadır. Ancak, bu belgelendirmeye karşı çıkan kişi ve kuruluşlar bulunmaktadır? Bu karşı çıkışı anlamak mümkün değildir. Her şeyden önce, müşteri memnuniyeti için çaba gösteren, müşterinin her türlü bilgi talebini karşılamaya çalışan firmaların, müşterinin söz konusu malın İslami usullere göre helal olduğu konusunda bilgi edinme talebine niçin karşı çıkarlar? Eğer ürünlerinin üretiminde İslami usullere göre helal olmayan yöntem veya mamul var da bunun ortaya çıkmasından korkuyorlarsa, bu durumda ürünlerinin İslami açıdan helal olmamasına rağmen bunun müşteri tarafından bilinmemesini istemeleri ne kadar iş ahlakına ve insan haklarına uyar?

Belgelendirmenin dini hassasiyet ve tüketici korunması yanı sıra ekonomik önemi de bulunmaktadır. Helal gıda ile ilgili pazarda söz sahibi olabilmek için Müslüman olmayan ülkelerde bile faaliyetler bulunmaktadır. Pazarın ekonomik hacmi elbette belgelendirmede İslami hassasiyetlerin azalmasına yol açmamalıdır ancak böylesi bir pazarda söz sahibi olmak için da gayret gösterilmesi gerekmektedir.

Son olarak şunu ifade edelim ki, Helal standardizasyon ve belgelendirme çalışmaları dini hükümler, insan sağlığı ve denetim teknikleri kapsamında ele alınmalıdır. Konunun dini boyutu İlahiyatçıların, insan sağlığı konusu bu alandaki uzmanların ve denetim konusu da söz konusu alandaki uzmanların söz söyleyebileceği alanlardır. Herkes kendi uzmanlık alanında kalır ve diğer alanla ilgili hüküm vermeye kalkmaz ise, bu çalışmalar sağlıklı sonuç verebilir.

 

BAYRAM YALÇIN

 



[1] YILMAZ, Süleyman, Ticarette Teknik Engeller Standardizasyon ve CE İşareti, Hacettepe Ünv. Sosyal Bilimler Ens. Y.Lisans Tezi, Ankara 1998, s: 20

[2] YILMAZ, Süleyman, a.g.e., s: 21

[3] http://www.helalder.org.tr/

ARŞİV İÇİN TIKLAYINIZ
Top