BAYILTARAK HAYVAN KESİMİNE DAİR - 2

BAYILTARAK HAYVAN KESİMİNE DAİR - 2
11 Temmuz 2019 Perşembe

 

BAYILTARAK HAYVAN KESİMİNE DAİR - 2

 

Bayıltma tekniklerinin hayvan kesiminde kullanılabileceğine yönelik izahlara karşılık menfi bazı ilmi ve fıkhi beyanların detaylı bir tarzda değerlendirilmesi gerekmektedir. Bayıltmaya dair müspet yaklaşımlar bir hayli azdır. Bu motodların kabul görmemesi, bir kısım insan tarafından fıkhi sebeplerle, bir kısım insan tarafından ise hayvanların kullanıldığı deneme çalışmaları neticesinde elde edilen veriler delil gösterilerek izah edilmektedir. Bayıltma metodunu kullanan kesim, hayvanların çektiği acıyı azaltma maksadıyla bu işlemi gerçekleştirdiklerini belirtmektedirler. Bununla birlikte pek çok araştırmacı, kesim sırasında hayvandaki hareketlenmelerin, kan kaybeden kasların kasılmaları ve gevşemeleri sebebiyle gerçekleştiğini, bu durumun ise beyin hücrelerine giden oksijen miktarındaki azalmadan kaynaklandığını dile getirmektedirler.

 

İlmi araştırmalar bayıltmayı desteklemiyor

 

Bayıltma metodlarının, çeşitli araştırmalar neticesinde arzulanmayan taraflarının bulunduğu tespit edilmiştir. İkinci kez bayıltma işlemini gerektirebilecek yetersiz bayıltmaların söz konusu olması, şuur yerinde iken paralizlerin görülmesi, kafatası kırıkları ve beyinde hasarlar, beyinde kontaminasyon ve kanamalar, kanın damar dışına çıkması sebebiyle ette kanama, işlemin uygulanmasını müteakip hayvanın yere düşmesi neticesinde yaralanmalar ve ölüm hadiseleri menfi neticeler arasında yer almaktadır.

 

Bu tekniği savunmayan bir kısım insan, sinir sisteminin merkezi olan beynin bu tarz bir teknik ile tahrip edilmesinin ağrının azaltılması yerine, şiddetinin artırılmasına sebep olduğunu belirtmektedirler. Bu fikrin doğruluğunu teyid maksatlı, Almanya'nın Hannover Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde Profesör Wilhelm Schulze'nin başkanlığında koyun ve sığırlarda tabanca ile bayıltarak ve bayıltmaksızın direk kesim işlemi esnasında oluşacak ağrının EEG (elektro ensefalo graf) ile ve kalpteki değişimlerin ise ECG (elektrokardiyogram) ile ölçümüne dayalı ilmi bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmada beynin üst tarafındaki kafatası yüzeyine cerrahi yöntemlerle elektrotlar yerleştirilmiştir. Bazı hayvanların boğazı keskin bir bıçakla hızlı bir şekilde boğaz bölgesinden yemek borusu, soluk borusu, jugular ve ve karatoid arterler de dahil olmak üzere omirliğe kadar kesilmiştir. Neticeler Müslüman olmayan insanların pek çoğunun beklediği tarzda olmamış ve bıçakla bayıltmaksızın direk kesimin daha az ağrılı olduğu tesbit edilmiştir. Diğer hayvanlar ise bayıltmayı müteakip kesilmiştir. Bayıltmaksızın kesim işlemini müteakip ilk 3 saniye içerisinde EEG kayıtlarına göre bir değişikliğin olmadığı, yani hayvanın hissedilebilir bir ağrı çekmediği, bunu takip eden 3 saniye içerisinde ise EEG kayıtlarından, vücuttan fazla miktarda kanın dışarı akması ve beyindeki hayati damarlara giden kan miktarının azalmasına bağlı şokun ve şuursuzluğun hakim olduğu izlenmiştir. Kesim işlemini müteakip 6 saniye sonra ise EEG'nin sıfır seviyesine indiği, yani hayvanın hiç ağrı çekmediği tespit edilmiştir. Tabanca ile bayıltma işleminde hayvanlar net bir şuursuzluk tablosu sergilerken, EEG kayıtlarından bayıltmayı müteakip süratli bir şekilde şiddetli bir ağrının varlığı tespit edilmiştir. Bayıltma işleminde direk kesim yöntemine göre kalp atışlarının daha önce durduğu, bu durumun ise bayıltma işleminde ette kalan kan miktarının diğer yönteme göre daha fazla ve netice olarak da elde edilen etin daha az hijyenik olduğunu göstermiştir.

 

Tabanca ile bayıltma ve kesim arası sürenin uzun tutulması sebebiyle adrenalin sentezinde artış görülebilmekte ve neticede kaslarda biyokimyevi reaksiyonların hızlanmasına paralel ette kalite bozukluklarına rastlanabilmektedir. Bu sebeple tabanca kullanımı ile kesim arası mümkün olduğunca kısa tutularak adrenalinin kanla atılması sağlanmalıdır. Tabanca ile kesim neticesinde ilim adamları tarafından sıklıkla rastlanılan Deli Dana Hastalığı'da bu tekniğin hijyenik olmadığına işaret menfi bir neticesidir. İngiltere'de bu metod Deli Dana Hastalığı riski sebebiyle 2001 yılının Ocak ayında yasaklanmıştır. Texas A&M Üniversitesi ve Kanada Gıda İzleme Ajansı'ndaki bağımsız araştırmacılar tabanca ile bayıltma metodunun tatbik edilmesi neticesinde beyin ve spinal korda İsviçre peyniri benzeri delikli yapılarla karakterize Deli Dana Hastalığı'nın görüldüğünü tespit etmişlerdir. Araştırmacılar Amerika Birleşik Devletleri'nde kesilen hayvanlarda % 30-40 nispetinde bayıltma metodunun kullanılması sebebiyle durumun ehemmiyet arz ettiğini bildirmişlerdir.

 

Elektrik akımı ile bayıltma metoduna ait de farklı ilmi izahlar söz konusu olmaktadır. Hususiyetle yüksek voltaj ve akım strese, kan basıncında artışa kalbin durmasına ve neticesinde ölüme sebep olabilmektedir. Araştırmacılar uygulanan akımın şiddeti çok yüksek ya da uzun süreli olursa, bu durumun kılcal damarların geçirgenliğinde artışa sebep olarak, hayvanların diyafram, karın, bel ile ön ve arka ekstremite kaslarında nokta şeklinde kanamalara sebep olduğunu ve bunun da etin kalitesini azalttığını bildirmektedirler. Bu durum kanama öncesi laktik asit seviyesinde artışın gözlenmesi ve neticesinde bakterilere karşı dirençte farklılıkların meydana gelmesi ile de izah edilmektedir. Danimarka Adalet Bakanlığı'nın yaptığı açıklamalarda elektrik ile bayıltmanın ette, damar dışına kan sızmalarına sebep olduğu, bağırsakların kanlandığı, kalça ve kürek kemiklerinde şoka bağlı kırıkların görüldüğü belirtilmiş, ette kan birikmelerine bağlı olarak bozulmaların artığı, lezzetin azaldığı ifade edilmiştir. 1954 yılında İngiliz yasalarında, domuz etlerinde kalitede azalmaya sebebiyet vermesi sebebiyle elektrikle bayıltmanın yasaklanmasına dair düzenlemeler yapılmıştır. Beşeri tıp sahasında da hususiyetle mental hastalara elektrik akımı tatbik edilerek tedavi yoluna gidilmektedir.  Bununla birlikte bazı doktorlar anestezi altına alınmamış hastalarda elektrik akımı tatbik edilmesi halinde Tıbbi Kurul'un kendilerini meslekten ihraç edeceklerini, hayvanda daha yüksek voltaj kullanıldığını ve anestezi işlemi gerçekleştirilmeden şoklama işleminin hayvan haklarının çiğnendiği bir handikap olacağını belirtmektedir.

 

Kanatlı hayvan kesimlerinde elektrikle bayıltma dikkat edilmesi gereken ehemmiyetli bir mevzudur. Kesim işleminde hayvanların başları 70-90 volt elektrik akımı geçirilen suya daldırılmakta ve bu tarzda şoklama yapılmaktadır. Fakat bu safhada bazen elektrik şoka dayanamayan hayvanlar ölmektedir. Geçmiş yıllarda yürütülen araştırmalarla İngiltere'de % 24, Amerika Birleşik Devletleri'nde ise % 17 den 37 ye varan nispetlerde şoklama sırasında ölümlerin söz konusu olduğu rapor edilmiştir.

 

Bayıltma hususunda fıkhi yaklaşımlar

 

Bayıltma hususunda fıkhi izahlar kesim işlemlerinin değerlendirilmesindeki diğer adımlardandır. Bir kısım insan tarafından, bayıltma işleminin helal dairede gerçekleştirilen bir faaliyet olduğu, hayvanın kurban olarak kabul edilmesine mani kusurların bulunmadığı beyan edilmektedir. Bu düşünceyi kabul edenler, kurbana mani kusurların kesim sırasında meydana gelen arızalar olmayıp, hayvanda önceden mevcut olan kusurlar olabileceğini, bu itibarla canlı olarak kesilmek kaydıyla (şok tesiriyle ölmeden önce), kurbanlık hayvanın bayıltıldıktan sonra kesilmesinde dinen bir sakınca olmadığını ifade etmektedirler. Hayvanın, şokun tesiriyle ölümünü müteakip kesilmesinin caiz olmadığı fikri ise kesin kabul görmektedir. Tam aksine ayağı sakat, boynuzu kökünden koparılmış veya bir gözü çıkarılmış hayvan, bu kusurlarından dolayı kesilmeye ehliyetli kabul edilmemektedir. Bu sebeple beyni sakatlanıp meflüç hale gelmiş, yerinden kalkamayan ve belli bir süre sonra sakat kalması/ölmesi muhtemel bir hayvanın sağlam kabul edilerek kurban edilmesine cevaz verilebilmesinin üzerinde dikkatlice durulması gereken bir husus olduğu yönünde görüşler bulunmaktadır. Ulemaların da mevzuya açıklık getirici fetvaları oldukça ehemmiyetlidir.

 

Suudi Arabistan'da fıkhi meselelerdeki fetvaları ile ehemmiyetli bir müessese kabul edilen Mecmaü'l Fıkhi'l İslami, tabancanın ucuna takılan milin sivri olması durumunda hayvanın bu tabanca ile bayıltılmasının caiz olmayacağını belirtmektedir. Bu vuruşun bir balta veya çekiç ile vurmaya benzediğini ve bu sebeple haram olduğunu bildirmiştir. Yuvarlak uçlu mil ile bayıltmanın ise caiz olabileceğine yönelik fetvada bulunmuştur (95 numaralı karar). Bu hususta bu müessesenin, milli tabancanın hayvanı öldüreceğini, yuvarlak uçlu tabancanın öldürmeyeceğini düşünerek böyle bir karara vardığı yönünde izahlar söz konusudur. Diyanet İşleri Başkanlığı "Günümüzde dünyanın çeşitli yerlerinde kullanılan elektrik şoku, tabanca, karbondioksit gazı verme, başına çekiç veya tokmakla vurma, omuriliğine şiş sokma gibi tekniklerle öldürülen hayvanlar -henüz canlı iken boğazlanmadan- Mâide sûresinin 3. âyetinde yenmelerinin haram olduğu bildirilen gruba girer. Çünkü hayvanın kesim işlemi esnasında canlı olması, ölümünün de bu kesim işlemi neticesinde meydana gelmesi gerekir. Ancak bu tür bir uygulama hayvanın ölümüne yol açmayacak, sadece onun sakinleşmesini veya bayılmasını temin edecek noktada bırakılır ve daha sonra hayvan canlı iken usulüne uygun kesilirse eti yenir."  tarzında fetvada bulunmuştur (İlmihal-Diyanet Vakfı Yayınları).

 

Ulemalar ne diyor?

 

Bununla birlikte Avrupa'daki ve Türkiye'deki kesimler hususunda ciddi bir takip yapılmalıdır. Bayıltma metotlarında dikkat edilecek husus kesim sırasında hayvanın yaşayıp yaşamadığıdır. Kesim öncesi hayvanların kalbinin durup durmadığı Müslümanlar tarafından resmi makamlara müracaat edilerek net bir şekilde belirlenmelidir. Ulemalara göre farklı fetvalar bulunmaktadır. İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed hazretlerine göre hayvanın kesim öncesi yaşayıp yaşamadığına dair işaretler bulunmaktadır. Şafii ve Hanbeli mezhebinin ulemaları tarafından da benzer fetvalar söz konusudur. Bu ulemalar kesim işlemi sırasında hareketlerin şiddetli olması ve kanın fışkırmasının gerekli olduğunu bildirmişlerdir. İmam Muhammed ile İmam Ebu Yusuf hazretleri bunlara ilaveten hayvanın kesilmeden önce en az yarım gün yaşayabilme şartını da koşmaktadırlar. Malikilere ve İmam Azam'a göre ise, ölüp ölmediği bilinmeyen bir hayvanın yaşadığını anlamak için kesilirken hayvanın hareket etmesi veya kanının normal şekilde akması yeterlidir. Hareketin şiddetli, kan akışının da hızlı olması şart değildir (Mevsuatü'l Fıkhiyyetü'l Küveytiyye, Zebh-Şeraitü'l Mezbuh). Araştırmacılar, kamera çekimleri neticesinde daha önceden de bahsedildiği gibi bayıltmalı kesimde kanın daha az fışkırdığını -veya fışkırmadığını- ve hayvanların şiddetli hareket etmediğini bildirmektedir. Milli tabanca ile bayıltma neticesinde hayvanın kesilmeden önce yarım gün yaşaması da bir hayli zor gerçekleşebilecek hadise olabilir. Bu izahlara göre, Avrupa'da yapılan tabancayla bayıltma ve neticesinde boğazdan kesmenin, Şafii, Hanbelî, İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre caiz olmadığı düşünülebilir. Malikilere ve İmam Azam'a göre ise bu kesimin caiz olduğu anlaşılmaktadır.

 

Netice

 

Fetvalardan yola çıkılarak gönül rahatlığıyla kesim yapılabiliyor olsa da meselenin şüpheden hali olmaması sebebiyle inananların murdar et yemesi her zaman söz konusu olabilmektedir. İlmi zaviyeden de bayıltma metodlarının pek çok kusuru olabildiği görülmektedir. Hayvanın acı çekmemesi için yapılan bu işlemlerde, aksine hayvanın acı çekebildiğine dair ilmi araştırmalar bulunmaktadır. Müslüman olmayan ülkelerdeki kanunlarının zorlamasının dışında aslında bu şekilde kesim yapmak için ciddi bir zaruret de bulunmamaktadır. Yani, hayvanın azgın olması, tutulamaması, kesimin kolay yapılamaması gibi bir durum bugün için söz konusu değildir. Zira teknik imkanlarla hayvan kolayca yatırılmakta, bir ayağından hafifçe yukarıya kaldırmak suretiyle rahatlıkla zaptedilmekte, kıbleye çevrilmekte ve besmele çekilerek kesilebilmektedir. Temizlik yönünden de hiçbir problem yaşanmamakta, her şey sağlıklı ortamda yapılmaktadır. Bugün bütün bu zor görünen meseleler aşılmıştır ve şerî ölçülere göre rahatlıkla kesim yapılabilmektedir. Türkiye'deki pek çok kesim buna güzel bir misaldir ve bayıltmalı kesim hususunda temkinli olmak da fayda vardır. 

 

Dr.Bayram YALÇIN

Helal Gıda Başdenetçi

 

 

ARŞİV İÇİN TIKLAYINIZ
Top